top of page

Dünyanın Bir Ucundan Diğerine Ameliyat Yapmak: da Vinci Robotik Cerrahi Sistemi

Tüm dünyanın avcumuzun içinde olduğu, heyecan verici bir dönemde yaşıyoruz! Teknolojideki bu hızlı gelişim sayesinde koltuğunuzdan kalkmadan dünyanın diğer ucundaki bir toplantıya katılabilir, müzeler gezebilir, arkadaşlar edinebilirsiniz. Hatta da Vinci sistemi sayesinde çok uzaklardaki hastalarınızı odanızdan çıkmadan ameliyat etmeniz bile mümkün. Bu yazıda sizlere pek çoğumuzun zaten “üzümü ameliyat ettikleri” o meşhur video sayesinde tanıdığı da Vinci sistemlerinden bahsedeceğim. (https://www.youtube.com/watch?v=KNHgeykDXFw)

Robotik cerrahi sistemleri başlangıçta doktorların savaş alanındaki askerleri ve uzaydaki astronotları uzaktan ameliyat edebilmesini sağlamak için, Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) ve NASA tarafından geliştirilmiştir. İlk robotik cerrahi sistemleri 1980’lerin sonlarında geliştirilmeye başlansa da, günümüzde kullanıldığı şekliyle robotik cerrahi sistemleri olan “da Vinci” ve “ZEUS” ancak 2000’li yıllara doğru ortaya çıkmıştır. 2001 yılında, ZEUS sistemi kullanılarak ilk kez bir transatlantik ameliyat gerçekleştirilmiştir. Cerrah Jacques Marescaux, kendisi Amerika’da iken Fransa’daki hastasına laparoskopik kolesistektomi uygulamış ve bu alanda bir ilk gerçekleştirmiştir. da Vinci sistemi, 2000 yılında FDA (U.S. Food and Drug Administration) onayı almış, 2003 yılında ZEUS’u da bünyesine katarak bu teknolojiyi geliştirmeye devam etmiştir. da Vinci ismini, tahmin ettiğiniz gibi ünlü mucit “Leonardo da Vinci’den alır. Üretici firma, Leonardo da Vinci’nin anatomi çalışmalarının ilk robotların gelişmesine öncülük ettiğini, bu nedenle bu ismi tercih ettiklerini açıklamıştır.

Peki, bu sistem nasıl çalışır? Cerrahın bir konsol yardımı ile kontrol ettiği robotik kollar, hassas bölgelerde ince işlemlerin kolaylıkla yapılabilmesine olanak tanır. Bu kollar 540˚dönebilen eklemlere sahiptir, bu da insan elinden çok daha kıvrak olmasını sağlar. Ayrıca titreme önleme sistemi ile cerrahın elinin titremesi ile ortaya çıkabilecek istenmeyen durumlar engellenmiştir. Cerrahın işlem yaptığı bölgeyi görmesini sağlayan 3D görüntüleme sistemi ise görüntünün hiç bozulmadan 10 kata kadar büyütülebilmesine olanak tanır. Cerrahi aletlerin oldukça küçük olması, büyük kesi yapılma gerekliliğini ortadan kaldırır. Böylece kesi kaynaklı enfeksiyon riski azalır, yaralar daha çabuk iyileşir, kan kaybı azalır. Sağladığı kolaylıklar, gittikçe yaygınlaşan bir prosedür olmasını sağlamıştır. Tabii her şeyin olduğu gibi da Vinci ile ameliyat yapmanın da kötü yanları var. Cerrahın dokunma hissinin olmaması ve ne kadar basınç uyguladığını tam olarak kontrol edememesi bu sistemin eksik yanlarıdır. Ayrıca kullanması ve öğrenmesi zor bir sistemdir. Maliyetinin yüksek olması, bu maliyete değip değmeyeceği tartışmalarını doğurmaktadır.

2013 yılında, da Vinci ile yapılan ameliyatlarda bildirilen komplikasyonların artması ve üretici firmaya pek çok dava açılması nedeniyle FDA, da Vinci’nin lisansını incelemeye almıştır ancak şu anda genel olarak avantajlarının risklerinden çok daha fazla olduğu düşünülmektedir.

Özellikle prostat ve böbrek kanserleri ülkemizde en çok kullanıldığı alanlar olup; KBB hastalıklarında, kardiyolojide, jinekolojide, genel cerrahide, tiroit tümörlerinde ve daha pek çok alanda kullanılmaktadır.

Yazar: Sevil Buket Koyuncu

Kaynakça:

– Lane T. A short history of robotic surgery. Ann R Coll Surg Engl. 2018 May;100(6_sup):5-7. doi: 10.1308/rcsann.supp1.5. PMID: 29717892; PMCID: PMC5956578.

– Leal Ghezzi T, Campos Corleta O. 30 Years of Robotic Surgery. World J Surg. 2016 Oct;40(10):2550-7. doi: 10.1007/s00268-016-3543-9. PMID: 27177648.



Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post

©2021, Gazi Genmet tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page